Akupunktur, vücut yüzeyindeki bazı noktaların iğnelenmesi ile hastalıkları tedavi etmeyi ve önlemeyi amaçlayan bir tedavi yöntemidir. Akupunktur noktaları, vücut yüzeyindeki (deride) çizgisel meridyenler, kanallar üzerinde yerleşmişlerdir. Bu noktalar, günümüzde iğne ile akupressör ile ultrasound, ışık veya elektrik akımı ile uyarılırlar. Akupunktur tedavisi bu noktaların etkilenmesine dayanmaktadır. Akupunktur, Latince bir kelime olup iğne manasına gelen ACUS ile delmek, iğnelemek manasına gelen PUNCTURA kelimelerinden türemiş; Batı dillerinde akupuncture halinde kullanıma girmiştir.
Akupunktur yaklaşık 5300 yıllık bir geçmişe sahiptir. Yapılan kazılarda taş akupunktur iğnelerine ve akupunkturun resmedildiği eserlere ulaşılmıştır. M.Ö 4. Yüzyılda Hipokrat’ın tedavi için kulak kepçesinde belli noktaları kullandığına dair belgeler mevcuttur.
Akupunkturla ilgili yazılan en eski kaynak Çince olan Sarı İmparator Huang Di Nei Jing ve onun veziri arasında geçen konuşmalar tarzında kaleme alınan iç hastalıkları kitabıdır. Ve yazım tarihi M.Ö 200 yılıdır. İbni Sina da 1100 yıllarında, akupunktur enerji kanallarından ve meridyenlerden bahsetmiş, nabız muayenesi ile hastalıkların ayrıntılı bir şekilde teşhis edilmelerini anlatmıştır.
Akupunkturun Avrupa’da kullanılmaya başlaması 17. Yüzyıla rastlar. Amerika’ya gelmesi ise ancak 20. Yüzyılda olmuştur.
Türklerin akupunkturla tanışmaları bilindiğinden çok eskidir. Osmanlı İmparatorluğu doktorlarının akupunkturu kullandığına ait bilgiler mevcuttur. 1465 ‘de Şerafettin Sabuncuoğlu’nun yazdığı kitabında bazı önemli akupunktur noktaları resmedilmiştir.
Ülkemize akupunkturun girişi Kafkas Kadir Doy ile olmuştur. Rusya’da tıp eğitiminden sonra Çin’e giden ve akupunktur eğitimi alan Dr. Day dönünce Fransa’ya yerleşmiştir. Akupunkturda başarılı uygulamaları ile üne kavuşmuştur. Fransa elçimiz Dr. Doy’u Türkiye’ye davet etmiş ve 1960 yılında ilk akupunktur tedavi kliniği açılmıştır. Sağlık Bakanlığı 1991 yılında akupunkturu resmi olarak onaylamış ve yönetmeliği yayınlamıştır.
Akupunktur ve Geleneksel Çin Tıbbı’nı anlayabilmek için, onun felsefesine, düşünce tarzına hakim olmak gerekir. Akupunkturun kökeni Taoist felsefeye dayanır. Taoist felsefe, hastalıkların insan ve tabiat arasındaki etkileşimlerinden kaynaklandığını öngörmüştür. Akupunktur tekniği ise bu felsefenin temel inanışları üzerine inşa edilmiştir.
TAO her şeyi yaratan güçtür. “ Tao Biri yaratır, bir ikiyi yaratır, iki üçü yaratır ve fakat üç her şeyi yaratır” denmiştir.
YİN-YANG : Yin ve Yang madde değildir.Fakat doğada var olan temel zıtlığın (dualitenin) iki kutbunun dışa yansımasıdır. Yin ve Yang bir tepenin güneşli ve gölgeli yanları gibi betimlenmektedir. Yin ve Yang sürekli bir dönüşüm içerisindedir. Gündüz geceye, gece gündüze, yaz kışa, kış yaza, karanlık aydınlığa, aydınlık karanlığa döner durur. Yang’ın içinde bir Yin , Yin’in içinde bir Yang çekirdeği vardır. Yang, tamamen maddeden arınmış saf enerjiye karşılık gelirken,en yoğun form olan Yin tamamen cisimsel olup maddeye aittir.
Bütün kâinattaki Yin ve Yanglar birleştiğinde Tao’yu oluştururlar. Tao’dan yani teklikten ikiliğin oluştuğunu söylemek ise daha doğrudur. Tao bütün şeylerin anası, bütün hareketlerin ve etkilerin başlatıcı kuvveti olan şekilsiz bir varlıktır.
Yin ve Yang arasındaki etkileşim Qi’ yi üretir. Kanın damarlarda aktığı gibi enerjininde vücudu dolaştığı düşünülür. Bu enerji Qi olarak adlandırılır. Qi kâinatta sürekli bir akış halindedir. Vücudun her yerinde Qi enerjisi bulunur ve kesintisiz bir şekilde tüm meridyenlerde dolaşır. İnsan vücudunda 12 çift, 2 tek olmak üzere 14 meridyen vardır. Ayrıca ekstra meridyenler de vardır. Qi bu meridyenlerde belli bir sıraya göre akar. Bu döngünün ritminin bozulması, durağanlaşması veya tıkanması ile hastalıklar ortaya çıkar. Akupunktur vücutta bozulan dengeyi yerine getirir. Vücudun iyileşme kapasitesini harekete geçirir.
Analjezik Etki (AĞRI KESİCİ ETKİ)
Homeostatik Etki ( DENGELEYİCİ ETKİ)
İmmüniteyi Artırıcı Etki ( BAĞIŞIKLIĞI GÜÇLENDİRİCİ ETKİ)
Sedatif Etki ( SAKİNLEŞTİRİCİ ETKİ)
Motor iyileştirici etki
Kas-İskelet Sistemi Hastalıkları
Boyun ağrısı
Bel ve sırt ağrısı
Gonartroz (Diz Kireçlenmesi)
Migren
Baş ağrısı
Dental ağrılar
Temporomandibular eklem disfonksiyonu
Stres
Panik atak
Depresyon
Fibromiyolji
Obezite
Premenstrüel sendrom
Gastrointestinal sistem bozuklukları
Dismenore
Eklem ağrıları
Allerji
Akupunkturda nabız ve dil muayenesi önemlidir. Bu muayeneden elde edinilen bilgiler, hastanın yakınması, cilt rengi ve şikâyetlerinin süresi gibi bulgular sonucunda patolojinin derinliği ve hangi meridyenleri etkilediği hakkında bir fikir sahibi olunur.
Vücuttaki meridyenler üzerindeki, her hastanın muayenesine göre değişen, akupunktur noktalarına iğne (altın, gümüş, çelik) uygulanır ve bu iğneler yaklaşık 45 dk vücutta durmaktadır.
Geleneksel Çin Akupunkturu (Vücut akupunkturu)
Mikrosistem akupunktur (YNSA, kulak akupunkturu)
Temel (anatomik) ve Ypsilon (meridyen) noktalarını kullanan saç derisinin (skalp) akupunktur mikro sistemidir. İnsan vücudunu biyoelektrik ve biyokimyasal sistemler yoluyla etkileyerek hastanın sağlık ve dengeye gelmesini sağlar.
Toshikatsu Yamamoto tarafından Japonya Miyazaki de kendi kliniğinde 1973 yılında skalp akupunkturunun yeni bir sistemi Yamamoto New Skalp Akupuncture (YNSA) olarak keşfedilip geliştirilmiştir.
YNSA ‘nın en büyük kullanım alanı ağrı ve nöromüsküler disfonksiyon ve hastalıkların tedavisi olmuştur.
1: Medikal Akupunktur (Cemal Çevik)
2: Geleneksel Çin Tıbbı Yaklaşımıyla Akupunktur (Ahmet Bülent Çivitçi)
3: Yamamoto Yeni Skalp Akupunkturu Richard A.feely